ARKADAŞLAR İYİDİR
Gençlik dizilerine karşı büyük
antipati beslememe rağmen o “arkadaş”
şarkılı fragmanla adeta beni kendine çağırdı bu dizi. Fragmanda daha önce
çekilmiş gençlik dizilerinden çokta farklı bir şey yoktu esasen ama o şarkı yok
mu o şarkı. İnsanın içine, derinlerine işlemeyi başarabilen ender şarkılardan
biri. Eski arkadaşlıkları, birbirinden kopmuş, savrulmuş ama akla geldikçe buruk bir gülümsemeyle
anılan o arkadaşlıkları daha güzel anlatan bir şarkı yoktur sanıyorum. İşte bu
şarkının sihiriyle diziyi izlemeye karar verdim. Gençlik dizilerine karşı
duyduğum antipatiye sebebiyet veren bir çok klişeyi göreceğimi bile bile
üstelik.
Dizinin daha ilk dakikalarında
Gizem’in babasının ölümüyle hikaye farklı bir konu üzerinden ilerleyeceğini bizlere
gösterdi. Gizem ile Seda’nın yıllar sonraki karşılaşmalarını hiçte candan bir
karşılaşma olmayacağını tahmin etmiyordum. Özellikle de Gizem açısından.
Nitekim öyle de oldu. Gizem babasının
ölümüyle resmen dağılmış. Tüm hayatı alt üst olmuş. Üstelik kendisinden daha
büyük dağılan, hatta darma duman olan annesini toparlama derdinde. Kısacası bir
anda büyümüş Gizem. Seda ile yaptıkları balık muhabbeti de bunu çok iyi bir
şekilde anlatıyordu. İlk bölümün en sevdiğim diyaloğu diyebilirim. Gizem her ne
kadar dizinin kötü karakteri gibi görünse de hikayede izlemesi en keyifli
karakter o bana göre. Kısacası bu intikam soslu arkadaşlığı ben sevdim. Tek
kaygım Gizem’in bir şekilde pişmanlık duyması, Hikayenin Polyannası Seda
tarafından affedilmesi ve çok çabuk iyiler tarafına geçmesi. Ben uzunca bir
süre daha Gizem’in oyunlarını izlemeyi istiyorum.
Gelelim
diğer karakterlere; henüz beni Gizem kadar çeken bir karakter olmadı. Zaten
Seda ve Yunus edindiğimiz kadarıyla düz karakterler. Eren karakterinin hikayesi
de oldukça ilgi çekici. Çocuk oyuncu dramı daha önce işlenmemiş bir konu. Özellikle bu konuya değinilmesi takdirimi
kazandı. Fakat oyuncunun yetersizliğinden olsa gerek Eren’in dramı beni çok içine
çekmedi. Eren karakterine henüz inanmış ve ısınmış değilim. Tabi bunda Eren karakterinin, yazının ilk satırlarında
bahsetmiş olduğum gençlik dizisi klişelerinden biri olan “atarlı genç” rolünü
üstlenmiş olmasının da payı büyük. Gelelim Merve’ye. Oyunculuk olarak genç
kadro içinde resmen ışıldıyor Hayal Köseoğlu. Enerjisi ve doğallığıyla ilk
bölümde beni kendisine hayran bıraktı diyebilirim. Merve hikayenin eğlenceli
kızı ama onun hayatı da kolay denemez. Kilo problemi, annesiyle çatışması ve Yunus’a
olan aşkı ilgimi fazlasıyla çekti. Aşk demişken, işte en büyük rahatsızlık
duyduğum klişelerden biri de bu. Dört kişilik bir arkadaş grubu içinde üç
platonik aşk biraz fazla değil mi sizce de? Gençlik dizilerinin en büyük
handikabı tam da bu sanırım. Velhasıl kelam içinde klişeler barındırsa da,
farklı ve sağlam hikayeleri bulunan güzel bir iş olmuş “Arkadaşlar İyidir” Yolu
açık, reytingi bol olsun.
twitter: @onem_onur
twitter: @onem_onur
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder