9 Ekim 2016 Pazar

Familya


 

Uğur Yücel’e  ve aile dizilerine olan sempatim sebebiyle bu sezon merakla beklediğim sayılı işlerden biriydi Familya. Uğur Yücel’in emsal dizileri “Canım Ailem” ve “Aramızda Kalsın” sıcaklığından ve samimiyetinden biraz uzak olsa da, mizah dili açısından onlardan bir tık daha iyi diyebilirim. Tabi ki bunun başlıca sebebi Uğraş Güneş’in kalemi. Özellikle ikinci bölümle birlikte hem karakterlerin hem de  dizinin mizah ayağının daha sağlam oturduğu aşikar.

Uğur Yücel’i antipatik denilebilecek bir baba olarak görme keyfinin yanında Güven Kıraç’ı alışılmış bir karakter olarak görmek irrite etmedi diyemem. Neyse ki, diğer yan karakterler güzel çizilmiş. Genç kadroda  Erkan Kolçak Köstendil, Aybüke Pusat ve Sezer Avcı gayet oturmuş. Dizide kullanılan mekanlar iç açıcı. Bu yüzden beldenin sokaklarını, çarşısını, denizini daha çok görmek isterim.

 
Gelelim beğenmediğim noktalara.;
Namık gibi, Vedat gibi bazı karakterlerin abartılı oluşu ilk bakışta büyük rahatsızlık vermese de uzun vadede büyük handikap.
Öte yandan Hare, karakterin sıkıcılığı oyuncunun da heyecansızlığı ile birleşince yekten çekilmez bir karaktere dönüşüyor.
Efkar karakterinin aforizmalarını ilk iki bölümde beğensem de, her hafta hayata dair cümleler kurma çabası bir süre sonra zorlama etkisi yaratacak gibi. Üçüncü bölümde hissettiğim buydu açıkçası. –Gerçi üçüncü bölümün genelinde bir zorlama, vakit doldurma çabası hakimdi. - Ayrıca Efkar karakterini canlandıran oyuncu gerek fiziği, gerek ses tonu gerekse kabiliyetiyle  dikkat çekse de Efkar karakteri için biraz genç değil mi?
 
 
Kafama takılan bir diğer nokta da Yaşar’ın evlatlarına kendisini affettirdikten sonra –er geç olacak olan bu- senaryonun ilerleyeceği yol ne olacak? Umarım sıradanlaşmaya mahal vermeden  sürpriz kapılar ve yollar açılabilir.

Kıssadan hisse, dram sosu dozunda kullanılır ve abartıdan kaçınılırsa keyifle izlemelik, tatlı bir dizi olacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder