Uğur Yücel’e ve aile
dizilerine olan sempatim sebebiyle bu sezon merakla beklediğim sayılı işlerden biriydi
Familya. Uğur Yücel’in emsal dizileri “Canım Ailem” ve “Aramızda Kalsın”
sıcaklığından ve samimiyetinden biraz uzak olsa da, mizah dili açısından
onlardan bir tık daha iyi diyebilirim. Tabi ki bunun başlıca sebebi Uğraş Güneş’in kalemi.
Özellikle ikinci bölümle birlikte hem karakterlerin hem de dizinin mizah ayağının daha sağlam oturduğu aşikar.
Uğur Yücel’i antipatik denilebilecek bir baba olarak görme keyfinin yanında Güven Kıraç’ı alışılmış bir karakter
olarak görmek irrite etmedi diyemem. Neyse ki, diğer yan karakterler güzel çizilmiş. Genç kadroda Erkan
Kolçak Köstendil, Aybüke Pusat ve Sezer Avcı gayet oturmuş. Dizide kullanılan
mekanlar iç açıcı. Bu yüzden beldenin sokaklarını, çarşısını, denizini daha çok
görmek isterim.
Gelelim beğenmediğim noktalara.;
Namık gibi, Vedat gibi bazı
karakterlerin abartılı oluşu ilk bakışta büyük rahatsızlık vermese de uzun
vadede büyük handikap.
Öte yandan Hare, karakterin sıkıcılığı oyuncunun da
heyecansızlığı ile birleşince yekten çekilmez bir karaktere dönüşüyor.
Efkar
karakterinin aforizmalarını ilk iki bölümde beğensem de, her hafta hayata dair
cümleler kurma çabası bir süre sonra zorlama etkisi yaratacak gibi. Üçüncü bölümde
hissettiğim buydu açıkçası. –Gerçi üçüncü bölümün genelinde bir zorlama, vakit
doldurma çabası hakimdi. - Ayrıca Efkar karakterini canlandıran oyuncu gerek
fiziği, gerek ses tonu gerekse kabiliyetiyle
dikkat çekse de Efkar karakteri için biraz genç değil mi?
Kafama takılan bir diğer nokta da Yaşar’ın evlatlarına
kendisini affettirdikten sonra –er geç olacak olan bu- senaryonun ilerleyeceği
yol ne olacak? Umarım sıradanlaşmaya mahal vermeden sürpriz kapılar ve yollar açılabilir.
Kıssadan hisse, dram sosu dozunda kullanılır ve abartıdan
kaçınılırsa keyifle izlemelik, tatlı bir dizi olacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder