4 Ekim 2016 Salı

'Gölge' lerin gücü adına!

‘Ve sisler içinde o kız çıktı karşıma. Onu gördüğüm anda biliyordum, bendeki eksik bir şeyleri tamamladığı için değil, onunla birlikteyken kendimden daha güzel, daha eğlenceli biri haline geldiğim için onu seveceğimi, çok seveceğimi biliyordum.’

Tuna;
Bazen bir elma yerken boğazınızın düğümlenip farkında olmadan gözyaşınızın akmasıdır ya da bazen bir yetimhanede geçmişini sevdiği kıza anlatandır Tuna. 
Belki de bir otel odasında sevdiği kızın omuzunda birlikte sabahlamayı göze alandır Tuna.  

Bölüm kahramanı Tuna; gerçi her bölüm kahramanımdır kendisi.
Böyle bir karakteri Yiğit Kirazcı’nın oynaması ayrı bir güzel olmuş. Her bölüm kendisine daha bir hayran oluyorum. Karaokede Deniz şarkı söylerken ki hayran bakmaları, dans ederken ki halleri sevilmeye yeter bile.

İnsan hüzün ve mutluluğu bir arada buluyor Deniz ve Tuna’yı izlerken. Yetimhane sahnesinde Gölge’yi anlatırken ki burukluğu içimde hissettim. Yüzüne dokunulması ile kendisini Deniz’in ellerinin sıcaklığında bulup gözlerini kapatan Tuna’ya ayrı bir kalp. Duvarda kendi gölgelerini izleyen Deniz ve Tuna çok güzeldiler.
  
*Her ne kadar Yiğit Balcı güzel şarkı söylese de Tuna'nın dansını kıskandı bence :) 


Gökhan'ın sesi gerçekten çok hoşmuş. Şarkı da çok manidar yalnız; sensiz olmuyor, yerine konmuyor..
İrem de seçtiği şarkı ile bencilliğini konuşturdu.
  
Deniz Aslan;
Nasıl güzel seviliyor, nasıl güzel seviyor..
En iyi arkadaşı için kendi aşkından vazgeçen Deniz..(İrem’in kendisine yaptığı ihanetleri tek tek öğrenince vereceği tepkileri çok merak ediyorum. Büyük bir yıkıma uğrayacağı kesin.)
Seçtiği şarkı ile çektiği acısını yansıtan bir Deniz Aslan vardı sahnede. 
Yiğit şarkı söylerken kapılıp giden bir Deniz vardı.
Tuna'nın dansına mutlulukla eşlik eden Deniz'e bayıldım. Bu ikisi gerçekten efsane bir çift olur aslında.
Tuna'nın yetimhanede büyüdüğüne şaşırıp üzülen, anlattıklarına ağlayan Deniz.
Nasıl hisli bir insansın sen.


Giderken bile dağıtmadan, sessizce gidiyor Tuna. Tıpkı sessizce sevdiği gibi. Kendi içinde yaşadığı aşkı büyütüp taşıyamayacağını anlayınca gitti.
Ve geri döndüğünde nasıl bir Tuna ile karşılaşacağız çok merak ediyorum. Gerçi tüm soruların cevabını bulup dönen bir Tuna göreceğimiz kesin.
Aşkından vazgeçmeyen bir Tuna görmeyi istiyorum.
Döndüğünde tek başına değil de; büyüttüğü aşkı ikiye bölmesi dileği ile.
Umarım içindeki aşkın hiç bitmez Tuna Ertürk <3

 *Tuna'nın vedası :(

Sevgili Maykıl,

Gidişim ani oldu farkındayım. Sana bir şey söylemedim.. ama seninle konuşsaydım.. Gidemezdim. Başka çarem yoktu. Bir süre buralardan uzak kalacağım. İyi de niye? Diye sorduğunu duyar gibiyim. Makineyi restart’ lamaya ihtiyacım var. Zira artık makine beni kasıyor. Bir aç kapa yaparsam, belki kendime geleceğim. Hah bide kendimi aşk için yalvaran bir adam olarak görmekten hoşlanmadığımı fark ettim.  Bu oyunda ikiden fazla insan var. Ve ben tüm bu olan biteni algılayıp idrak edebilecek kadar zeki değilim.

''Bir insanın asıl meselesi amaçsızlık değildir, çok amacının olmasıdır.''

 Sadeleşmem gerekiyor. Hayatla ilgili isteklerimi azaltmam lazım. Ve işler karıştıysa bir gezginin tek bir çözümü vardır. Gitmek..

İnsanlar hata yaparlar ve sık sık da pişman olurlar. Hiçbir zaman mutlu olamayacaklarını bildikleri halde hayal kurmaktan vazgeçmezler. Kurtulmak için asıldıkları ipin boyunlarına bağlı olduğunu bilmezler.

Gece sessizdir ve artık kalbi engelleyecek hiç bir şey kalmamıştır. Gece gibi bi yere gideceğim. Kendimden başka kimse olmayacak ve bütün soruların cevaplarını bulmadan dönmeyeceğim.



instagram: @gulkcbyk
twitter: @glkcbyk

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder